Matematik

Pi Sayısı ve Hayatımıza Olan Etkileri

Pi sayısı, düzensiz olarak ya da henüz bir düzenini keşfedemediğimiz bir düzen içerisinde devam eden bir sayıdır. Kaynaklarda π sayısı için ilk gerçek değeri Archimedes’in kullandığı belirtilse de, Archimedes’in Öklid’in öğrencisi olduğu ve Öklid’in de Eski Mısır ve Mezopotamya Babil Bölgesi’nde uzun yıllar yaşadığı bilinen bir gerçektir.  Zira, π sayısı üzerinde Babilliler’in çok eski zamanlardan beri kullanılan yaklaşık bir bilgiye sahip oldukları anlaşılmıştır. Onlar genel olarak gerçeğe pek uygun olmayan 3 değerini kullanıyorlardı. Bazı tabletlerde pi=3,125 değerine de rastlanılmıştır.  Ancak Archimedes, tabletlerde gösterilen bu değerden çok daha iyi bir değeri bulmuştur.

İslam Dünyası’nda ise Harizmi’nin o zamanki çalışmalarında π sayısını kullandığı bilinmektedir.

Pi (π) sembolü ise ilk olarak 1652’de Willam Oughtred tarafından kullanılmıştır. Bu sayı kimi kaynaklarda Arşimet Sabiti olarak da bilinmektedir.

Pi sayısının virgülden sonra sonsuz sayı içermesi, insanların bu sayıya olan merakını arttırmıştır. Aslında bilim açısından bakıldığında en hassas hesaplamalar için bile virgülden sonra 35-40 hanesinin biliniyor olması yeterlidir. Ünlü bir Türk matematikçisi olan Semerkandlı Gıyaseddün Cemşid El Kaşi, ilk defa 1436 yılında Pi sayısının değerini 16 ondalığa kadar hesaplamıştır. Bugün pi sayısı 10 trilyonuncu basamağına kadar hesaplanmıştır. Pi sayısının basamaklarını hesaplamak kadar, ezberlemek de insanların ilgisini çekmiştir. Lu Chao adındaki Çinli, Pi sayısının virgülden sonraki ilk 67.890 rakamını ezberlemiştir. Yani insanlar artık bu işlemi şova bile dönüştürmektedir.

1882’de, Cari Louis Ferdinand von Lindemann, pi’nin daha da ilginç bir özelliğini gösterdi. Sayı irrasyonel olması yetmezmiş gibi, aynı zamanda aşkın bir sayıydı. Yani, iki tamsayının oranı olarak yazılamadığı gibi, rasyonel sayıların kullanıldığı sonlu sayıda cebirsel işlemle bile ifade edilemiyordu. Bu anlamda pi, diğer bazı sıradan irrasyonel sayılardan da ayrılıyordu.

Hayatımızın İçindeki 3.14159

Pi sayısı gerçekten ilginç bir sayıdır. Virgülden sonraki ondalık kısım sonsuz basamak içerdiğinden, bu ondalık dizilerin arasında her bir sayıyı bulabilirsiniz. Yani aslında sonsuz basamak içerdiğinden dolayı bütün sayılar bu pi sayısı içerisinde mevcuttur. Bunun sıralamasını ise bulabileceğiniz bir sürü site vardır. Yeterince uzun yazıldığında hayatınıza dair pek çok rakam grubunu bu kısımda bulabilirsiniz (doğum tarihiniz, TC kimlik numaranız, şifreleriniz, v.b.) istediğiniz rakam gruplarını bulabilmek için bir web sitesi bile hazırlanmıştır. Buraya tıklayarak web sitesini ziyaret edebilirsiniz. İstediğiniz rakam grubunu siteye yazdığınızda, rakam grubunun hangi basamakta olduğunu hesaplamaktadır. Eğer ondalık kısımdaki rakamları harfle temsil ederseniz, var olmuş bütün sözcükleri bulabilirsiniz.

Pi Sayısı Ve Müzik

Pi’nin basamakları ile müzikteki notalar arasında ilişki kurarsanız, hiç melodi yoktur. Ama yeterince uzun dinlerseniz, bir melodi işittiğiniz düşünmeye başlarsınız. Videodaki müzik size doğada aslında her şeyin belirli bir düzen içerisinde olduğunu aktaracaktır. Bunun sembollerinden bilmemiz gerekenlerinden en önemlileri ise Pi sayısı, Fibonacci dizisinden gelen Altın Oran (Golden Ratio) dır.

Pi sayısının 3,14 değerine ithafen her sene 14 Mart, Dünya Pi Günü olarak kutlanmaktadır. Ayrıca 14 Mart hem Albert Einstein’in doğum günü hem de Stephen Hawking’in hayatını kaybettği gündür. Pi Günü Türkiye’ de ilk defa 2007 yılında kutlanmıştır.

Pi sayısının bugüne kadar trilyonlarca basamağı hesaplanmasına rağmen içinde bir düzen olduğuna dair kanıt bulunamamıştır. Matematiksel olarak da rastgele bir sayı değildir çünkü pi sayısı tam olarak daireyle ilişkilidir. Bu durumlar Pi sayısını yeterince gizemli kılmaktadır ve hala günümüzde bile matematikçiler ve araştırmacılar pi sayısının gizemini çözmeye çalışmaktadır..

Evrenin çapını, bir hidrojen atomun çapından daha az bir yanılgı ile bulabilmek için pi sayının ilk 40 basamağının yeterli olmasına rağmen, insanların Pi’nin basamaklarını bulma merakı devam edecektir. Bunun sebebi sizce nedir? İnsanın içindeki her şeyi bulma ve anlama isteği gibi sonsuzu anlama isteği de olabilir mi acaba?

Anıl ALAN

Merhaba! Ben Anıl, şu anda Amerika bazlı bir şirkette Software Developer olarak çalışıyorum. InFreza'nın kurucu ortağıyım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu