Girişimcilik

GİRİŞİMLERİN ARDINDAKİLER | #16

Bugün “Atıksız Yaşam” kitabının yazarı ve Greenvibes’ın kurucu ortağı CEREN ÖZCAN TATAR ile birlikteyiz. Kendisiyle kurucu ortağı olduğu Greenvibes’dan ve atıksız yaşam üzerine konuştuğumuz samimi bir röportaj gerçekleştirdik. On altıncı sayımızın konuğu Ceren Özcan Tatar’a davetimizi kabul ettiği için çok teşekkür ederiz.

1*fwJNFJDmuNr3YBmRvrNHhA

CEREN ÖZBAKIR: Merhaba Ceren Hanım, röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Ceren Özcan Tatar kimdir? Ne yapar?

CEREN ÖZCAN TATAR: Merhabalar, ben sosyal medyada Atıksız Minimalist adlı hesabın sahibiyim. İnsanlara bu mecradan atıksız yaşam hakkındaki deneyimlerimi anlatıp ekolojik yaşama ilişkin tüyolar veriyorum. Atıksız Yaşam kitabının yazarıyım ve Buğday Derneği gönüllüsüyüm. Profesyonel yaşamımda bir şehir plancısıyım, bir bilgi teknolojileri şirketinde TÜBİTAK bursiyeri olarak iş analisti pozisyonunda çalışıyorum. Bir yandan da Eskişehir Teknik Üniversitesi’nde Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri üzerine doktora yapıyorum. Ayrıca Greenvibes Ekolojik Girişimi’nin eş kurucusuyum. Burada ekolojik yaşama dair eğitimler düzenliyoruz ortağım Nil Ormanlı Balpınar ile. Özel yaşamımda 2 öğretmenin 2. Kızıyım, bir eşim ve 2 kedi annesiyim. Bütün bu rollerim arasında hayatımı sürdürüyorum.

: Greenvibes’dan biraz bahsedebilir misiniz? Nasıl kuruldu?

CT: Nil Ormanlı Balpınar (@nilkiyisi) ile pandemi başında sosyal medyadan tanıştık. Gezegene dair ortak endişeler taşıdığımız için sık sık iletişim kuruyorduk. Daha sonra başka ortak yönlerimizin oluşu arkadaşlığımızı kuvvetlendirdi. Bu süreçte, pandemi nedeniyle sürekli çevrimiçi eğitimlere ve yayınlara katılıp atıksız yaşamı anlatıyorduk. Ancak ikimizin de ortak endişesi 2 saatlik çevrimiçi bir eğitim oturumunda iklim krizinin ve atıksız yaşamın gerekliliğinin yeterince anlatılamaması ve karşıda kalıcı etki bırakamamasıydı. Bu nedenle ayrı bir organizasyona ihtiyaç duyuyorduk. Zaman içerisinde aklımızdaki fikirleri birbirimizle paylaşırken, neden biz kendimiz bir organizasyon oluşturmayalım dedik ve Greenvibes’ın temelini attık. Başlangıçta Ekolojik Girişimi’mizin 3 temel ayağı vardı. Biri 21 günlük eğitimimiz olan Atıksız Yaşamın Temelleri Online Programı, biri ekolojiye dair konuları tartıştığımız canlı yayınlar olan EcoTalk etkinliğimiz, sonuncusu ise çevre belgeselleri ve filmlerini izlediğimiz EcoWatch etkinliğimizdi. Zamanla bu çalışmalara Aposto!’da çıkardığımız Greenvibes Bültenimiz, farklı alanlara geziler düzenlediğimiz EcoWalks ve Mier Handmade tarafından üretilen geri dönüştürülmüş malzeme kullanılan EcoNotes defterlerimiz de eklendi.

: Greenvibes’ı kurarken ne gibi hatalar yaptınız? Geri dönüşleri kolay oldu mu? Böyle bir durumda ne yapılmalı?

CT: Şimdiye kadar majör bir hata ile karşılaşmadık. Yasal bir kuruluş olma yolunda daha yeni ilerliyoruz, şimdiye kadar girişimimizin temelleri atıldı ve gelişim planlarımızı yaptık. Dolayısıyla, muhtemelen hatalar ile bundan sonra karşılaşacağız. Yaptığımız küçük hatalarda da Nil ile birlikte hızlı bir değerlendirme sürecine giriyoruz. Hatanın geri dönebilirliğini ve bize nasıl bir zarar verebileceğini değerlendirip çözümler üreterek uygulamaya geçiyoruz.

CÖ: Greenvibes’ı kurmadan önce çalışma deneyiminiz oldu mu? Girişimci olmaya ne zaman karar verdiniz. Sizi bu karara sürükleyen faktörler nelerdi? Neden bir çalışan olmak yerine patron olmaya karar verdiniz?

CT: Greenvibes kurulmadan önce küçük bir şirkette plancı olarak çalışmıştım. Aslında hala daha bir çalışanım, hatta şirketim, TUBİTAK ve ESTÜ olmak üzere 3 patronum var 😊. Nil de bir yayın evinde editör olarak çalışmaya devam ediyor. Girişimci olmaya bu konuda bir eksik, ciddi bir açık olduğunu hissettiğimizde karar verdik. Konu üzerine kendimizi yetkin hissettiğimiz noktada eğitimler vermeye başlamıştık, ancak verdiğimiz emeğin sürdürülebilir olması için bir girişim kurmaya karar verdik.

CÖ: Gelecekle ilgili ne gibi planlarınız var? İşinizi büyütmek konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda kendi enerjinizi ve motivasyonunuz nasıl değerlendirirsiniz?

CT: Gelecek için öncelikle yasal bir kuruluş olma adımlarımızı atacağız. Amacımız sosyal bir girişim olmak. Çünkü sadece kendi faydamızı düşünmek ikimizin de karakterine uygun değil. Sosyal girişimimiz tüzel bir kişilik kazandığı noktada ekolojik ve atıksız yaşama ilişkin eğitim ve danışmanlık faaliyetlerimizi arttırmayı planlıyoruz. Motivasyon kaynağımız hem gezegenimizin hem de insanlığın geleceği olduğu için enerjimizi kolaylıkla koruyabiliyoruz.

CÖ: Greenvibes nasıl bir platform üye olan herkes erişim sağlayabilir mi?

CT: Greenvibes şu an için üyelik gerektirmeyen bir platform. Bizimle aynı yolda yürümek isteyen herkes bizim gözümüzde bir “greenviber”. Öte yandan şimdilik ağımız Atıksız Yaşamın Temelleri Online Programı’na katılan katılımcılarımızdan oluşuyor.

CÖ: Sosyal medyada sizi ‘atıksızminimalist’ olarak tanıyoruz. Atıksız yaşama ne zaman geçtiniz? Bunun sizin üzerinizde olumlu ya da olumsuz etkileri oldu mu?

CT: Elbette çok olumlu etkileri oldu, yoksa sürdürmem mümkün değildi. Atıksız yaşama geçmeden önce minimalizmle ilgileniyordum. Minimal yaşam sürecine geçişte Marie Kondo’nun yöntemi ile sadeleşme etkinliği gerçekleştirdim. Elden çıkardıklarımın miktarı beni tüketim alışkanlıklarımı ve tüketim kültürünü sorgulamaya itti. Bu konuda okumalar yaparken sıfır atık yaşam kavramıyla tanıştım zamanla hayatıma uyarladım. Hem ekonomik olarak hem de vicdani olarak beni çok rahatlatan bir süreç yaşadığım için hala sürdürebiliyorum.

CÖ: “Atıksız Yaşam” adlı kitabınız var. Niye bir kitap yazma gereksinimi duydunuz? Sizi buna iten faktörler nelerdir?

CT: Atıksız yaşama dair özellikle Amerikalı yazarlardan çevrilmiş Türkçe kitaplar var. Bu kitapların dipnotlarında sevgili çevirmenlerimiz Türkiye’ye ilişkin veriler yazsa da kitaplar Amerikan kültüründen gelen kitaplar olduğu için bazı uygulamalar bize uygun gelmiyordu. Bazı önerileri zaten bizlerin hayatında vardı. Bazı sayılar bizler için bir şey ifade etmiyordu. Bu kitapları okuduğum sürede Türkiye’den beslenen, ülkemizin durumunu ortaya koyan, çözümleri yasal mevzuattan ve kültürümüzden alan bir kitaba ihtiyaç duydum. Sonra da “bunu neden ben yapmayayım ki?” diye düşünerek yazmaya başladım. Yeni İnsan Yayınevi ile iletişime geçtiğimde bunu çok sıcak karşıladılar ve böylece Atıksız Yaşam kitabım ortaya çıkmış oldu.

CÖ: Kitabınızı yazarken en zorlandığınız nokta neydi? Üstesinden gelebildiniz mi?

CT: Kitabımı yazarken kendimi yetkin hissetmediğim bazı konular oldu. Bu problemi aşmak için bu konularda uzun okumalar gerçekleştirdim, hayatıma adapte ettim. Kompost ve balkon bahçeciliğini buna örnek verebilirim. Bokashi kompostunu anlatmadan önce kısa bir süre sıcak kompost denemem olmuştu. Daha iyi anlatabilmek için araştırmalar yaptıktan sonra aylarca bokashi kompostu yaptım. Daha sonra bunları kitaba geçirdim. Benzer şekilde balkon bahçeciliği de incelediğim, okuduğum bir konuydu ama hiç uygulamamıştım. Bir arkadaşımın desteği ile hayata geçirdikten sonra kitabıma da yazmak için kendimi hazır hissettim.

CÖ: Atıksız yaşama dair adım atmak isteyen ama bir türlü nereden başlayacağını bilemeyen birçok insan var. Onlara ne söylemek istersiniz ya da önerileriniz var mı?

CT: Doğrudan şunu, bunu alın demek bana yanlış geliyor çünkü herkesin yaşam pratikleri birbirinden farklı. Ama başlık olarak söyleyecek olursam tek kullanımlık plastikleri hayatınızdan çıkarmak için çaba gösterebilirsiniz. Ayrıca büyük küçük demeden bir an önce size en kolay gelen yerden başlamalısınız, çünkü artık düşünerek kaybedecek zamanımız kalmadı.

CÖ: Bizimle paylaşabileceğiniz bir hayat mottonuz var mı?

CT: Hiçbir şey imkansız değildir, atıksız yaşam da öyle. Bir şey olmuyorsa yeterince çaba yoktur 😊.

CÖ: Genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?

CT: Önlerindeki engellerden gözleri korkmamalı. Engeli aşamıyorlarsa etrafından dolanacakları bir çözüm bulmalılar. Ayrıca girişimlerinin dünyaya etkisini mutlaka düşünmeliler. Kişisel kazançlarımız gün sonunda dünyaya zarar veriyorsa aslında ortada bir kazanç yoktur, aksine çok ciddi bir kayıp söz konusudur. Bunu unutmamak gerekir.

IMG 20210815 WA0028

| RÖPORTAJ: CEREN ÖZBAKIR

DouStartup

Doğuş Üniversitesi Girişimcilik Kulübü (DOU Startup), Doğuş Üniversitesi bünyesinde 2017 yılında kurulmuş bir öğrenci kulübüdür. Kurulduğumuzdan beri 600+ üyemiz, düzenlediğimiz 16 etkinlik, 1000+ katılımcı ve etkileşim içinde olduğumuz 18 kurumla üniversitemizin en aktif kulüplerinden biriyiz. Girişimcilik alanında yaptığımız faaliyetlerle bu alanda farkındalığı arttırıp, aynı zamanda gençlerin içindeki girişimcilik potansiyelini arttırmayı amaçlıyoruz. Geleceğin girişimcilikte olduğuna inanıyor ve bu ekosistemin gelişmesi için geleceğin girişimcilerini yetiştirmek en önemli hedefimiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu