The Imitation Game: Enigma
The Imitation Game: Enigma Konusu
Enigma Kriptoloji içerikli, Alan Turing’in Enigma’yı kırmasını konu alan bir filmdir. II. Dünya Savaşı Nazi Almanyası’nın hâkimiyetinde birden çok cephede çok çetin biçimde devam etmektedir. İngiliz İstihbaratı tüm yoğun çabalarına ve yüzlerce kişiyi çalıştırmasına rağmen Almanların kullandığı Enigma şifreleme sistemini çözmeyi başaramamıştır. Almanların çok gizli bir biçimde şifrelediği bu yazışmalar, İngilizlere ve müttefiklerine çok ağır kayıplara mal olmuştur. Çözüm olarak İngiliz hükümeti Deniz Kuvvetleri Komutanlığı çatısı altında ülkenin en iyi şifre çözen beyinlerini ve kriptoloji uzmanlarını toplar. Bu isimlerden biri de farklı çalışmalarıyla tanınan ve kendi yöntemlerinden ödün vermeyen genç profesör Alan Turing‘dir. Turing’in ekibe katılması dengeleri alt üst edecek ama o güne kadar hiç denememiş büyük çaplı bir girişimin de kapısını aralayacaktır.
”Bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri hayal edip yapabilen insanlar vardır.”
Filmde Almanların kendi aralarında haberleşme aracı olarak geliştirip kullandıkları ve o dönem oluşturduğu şifrelerin kırılamaz olduğu düşünülen, Enigma adlı makinenin bütün dünyada; özellikle de İngiltere’de oluşturduğu gerilim, baskı ve çözüm arayışları oldukça güzel işlenmiş. Savaşın kaderini belirleyen bu oldukça güçlü olan ve gizli tutulan şifrelemeleri açığa çıkarabilmek demek, hedef alınan yerlerin tespit edilmesi ve o bölgede tedbir alınabilmesi demekti ve hayati önem taşıyordu. Fakat uğraşlarının bir türlü sonuç vermemesi, İngiliz istihbaratında ve müttefiklerinde Enigma’nın kırılamaz olduğu algısı yaratmıştır. Buna karşın hükümet arayışlarını sürdürürerek ülkedeki dehalardan ve en iyi şifre çözücülerden yararlanır. İşte tam bu noktada filmde Alan Turing karakterini canlandıran Benedict Cumberbatch karşımıza o ana kadar düşünülmemiş olan sıradışı ve savaştaki dengeleri alt üst edecek fikriyle karşımıza çıkıyor.
Kriptografi, bir bilginin okunmasını istemeyen taraflar için şifreli bir hale dönüştürülmesinde kullanılan tekniklere denir.
Enigma kodu her 18 saatte bir değiştirilmekteydi ve bunun anlamı da 159.000.000.000.000.000.000 tane olasılıktan bir tanesinin kodu kırabileceği ve sonuç olarak sadece kodun kırıldığı günün kurtarılabileceği anlamına geliyordu. Bunu başarabilecek bir makine, bir cihaz o zamanlar yoktu. Bunun için de Turing’in yapması gereken şey Enigma’nın oluşturduğu kodu kırabilecek yeni bir makine üretmek. (Günümüzdeki bilgisayarların temeli oluyor)
İlginç soru şu ki; bir şey yalnızca sizden farklı düşündüğü için bu düşünmediği anlamına gelir mi?
Olasılıklar
Bu filmde asıl önemli olan şey Turing’in hiç denenmemiş bir şey karşısında probleme nasıl yaklaştığı, sizin de hatırladığınız gibi Turing makinenin problemi nasıl çözüceği cevabını bir barda buluyor. Bir şeyi bulmaya, çözmeye çalışırken onu günlük hayatımıza da almalıyız. Bazen cevaplar hiç beklemediğimiz yerlerde karşımıza çıkabiliyor. Üstelik sırf tüm bu mesajların sonundaki “Heil Hitler” yani “Çok Yaşa Hitler” mesajının tüm yazılarda olması hesaplanan olasılığı o kadar çok azalttı ki makine bırakın bir günde bulmayı, çok kısa bir sürede bulup bunların analizini yapmalarına imkan tanıyordu.
Ek olarak da Enigma’nın kırılmasından sonra, Nazi Almanya’sına karşı sırf kodun kırıldığını farkettirmemek için yapılan matematiksel Olasılık hesaplamaları ve sırf bütüne odaklanıp bazı şeyleri feda edebilme özelliği gerçekten de insana çok fazla şey katıyor. Kodu kırmak kadar, Almanlara bu kodun çözüldüğünü belli etmemek de çok önemliydi.
Enigma
Bu makine olmasaydı tek bir Enigma kodunun kırılması 20 milyon yıl gibi devasa bir zamana tekabül ederken, icat edeceği bu yeni makine ile olasılıklar hızlı bir şekilde hesaplananarak şifre kırılabilecek ve planlardaki hareketler gerekli kişilere bildirilerek aynı gün içinde bu insanları kurtarmak için önlemler alınmış olacaktı ki öyle de oldu. İcat ettiği bu yeni makine bütün kodları günlük olarak kırarak, bir sürü olasılık hesaplamasının sonucunda savaşın seyrini Almanların aleyhinde ilerletmiş ve bugün kullandığımız bilgisayarların da temelini oluşturmuştur. Savaşı matematiksel zekasını kullanarak bambaşka bir boyuta taşıyan Alan Turing, birçok zorlukla da karşılaşmıştır.
Alan Turing’in karşılaştığı zorluklar, filmde ara ara lise çağlarından verilen kesitlerde izleciye yansıtılıyor. Bu dönemde Alan’ın en yakın arkadaşı ve destekçisi Christopher’ı görüyoruz. Zamanla Christopher’a olan hisleri ve sevgisi artmış fakat bunu ona söyleme fırsatını bulamamıştır çünkü Christopher tüberküloz hastalığından dolayı ölür. Bu olay Alan’ı derinden etkiler. (Filmin hikayesinde böyle aktarılıyor fakat biyografisini incelerseniz eğer filmdeki kadar aşırı bir duygusal bağı olduğu görülmüyor.)
Hikayenin Sonu
Alan Turing’in eşcinsel olması ve bu gerçeği yasak olduğu için kimseyle paylaşamamıştır. Enigmayı icat ettikten ve bu sayede İngiltere’ye savaşta olağanüstü hamleler yapabilme imkanı sunduktan sonra ülkesi ona eşcinsel olması nedeniyle cezalandırılması gerektiğini bildirmiştir. Turing’e iki seçenek sunulmuştur: uzun süreli bir hapis cezası ya da hormonal tedavi içeren bir iyileşme süreci. Tedaviyi kabul eden Alan Turing bu duruma daha fazla katlanamaz ve 1954 senesinde 41 yaşında intihar eder.
Filmin kapanış kısmında da gösterilen neredeyse tek başına savaşın iki yıl daha erken bitmesini sağlaması ve on milyonlarca hayatın onun sayesinde kurtarılmış olmasına karşın yapmış olduğu bu kahramanlığın yıllarca gizlenmesi ve ölümünden ancak 50 yıl sonra açığa çıkmıştır.
Yaşadığı süre zarfında gösterilmemiş olan saygı ölümünün üzerinden yaklaşık 50-60 yıl geçtikten sonra sonunda gösterilmiş ve 10 Eylül 2009 tarihinde Başbakan Gordon Brown, İngiltere hükümeti adına Alan Turing’e yapılmış olan muamele adına özür dilemiştir. Homoseksüel olduğu için aldığı mahkumiyetin kaldırılması ve itibarının iadesi için 2011 Aralık ayında yeni bir kampanya başlatılmış ve 2012 Turing’in doğumunun 100. yılı olması nedeniyle Turing yılı olarak kutlanmıştır. 2013 yılında ise Kraliçe 2. Elizabeth tarafından Alan Turing’e kraliyet affı bahşederek başarılarını onurlandırmıştır.
Konuyla benzerlikleri olan Hayatın Merkezindeki Olasılık yazımıza ve Alan Turing’in Hayat Hikayesine başlıklara tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Kesinlikle, insanları sırf ‘farklı’ kimliklerinden dolayı hâlâ ayırıyoruz. Umarız bu düşünceler son bulmuştur, ben teşekkür ederim okuduğun için. :)