Sanat

Sanat Akımları | Hiperrealizm

Daha önceki yazılarımızda Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa‘sına, Van Gogh’un yaşamı ve eserlerine değinmiştik. Şimdiki konumuz ise, günümüzde popüler sanat akımlarından birisi olan hiperrealizm.

Soyut ve kavramsal sanata karşı çıkan diğer birçok sanat akımıyla birlikte 1960’ların sonunda Amerika’da ortaya çıkan Fotorealizmin bir türevi olarak kabul edilir, 1990’larda ortaya çıkan Hiperrealizm. Kendi içlerinde farklı çalışma teknikleri benimseyen Hiperrealistler, portreler, doğa ve şehir manzaraları, figürler veya anlatımlı kompozisyonlar ve tür resimleri gibi değişken temaları kullandılar. Bu eserler genellikle Ekspresyonizm kadar güçlü bir bireysel dışavurum taşır.

Eserler üzerinde çok büyük bir titizlik ve detaycılıkla çalışıldığı için, tamamlanmaları aylarca sürebilmektedir. Resimler, küçük fırçalardan çıkan ve fark edilmeyen darbe izlerinden oluşturulmaktayken heykeller de gerçeği andıran şekillerde biçimlendirilebilen silikon, polyester reçine, poliüretan gibi ince detayları oluşturmaya elverişli malzemelerle yapılıyordu. Bu yaptıkları da onları fotoğraf mı yoksa resim mi karşılaşmasında durumu eşit bir noktaya itiyor, böylelikle sanatseverler ayrımı keskin bir çizgiyle yapamıyor. Hiperrealizmin eğlenceli tarafı da bu olsa gerek, tıpkı yapay zeka-insan karşılaşmasında belirsizliğin oluşması gibi.

Buradaki amaç, bir fotoğrafın ya da gerçekliğin birebir aynısını üretmek değildir. Esas fikir, gerçekliği abartarak sanatçı onun hangi yönüyle ilgileniyorsa dikkati ona çekmektir. Dokular, yüzeyler, renkler atıfta bulunulan fotoğraf karesinden hatta konu edilen objenin kendisinden daha keskin ve daha belirgin görünür.

Ron Mueck

Avustralyalı heykeltıraş Mueck’in (1958) eserleri Hiperrealizm’in somut örneklerindendir. Şaşırtıcı derecede gerçeği andıran, sıradışı boyutlardaki eserleri sanat severleri şok edici bir gerçeklikle karşı karşıya getiriyor.

Ron Mueck

Mueck, zahmetli ve titiz bir çalışmayla kırışıklıklar, kirli sakal, tendeki lekeler ve vücut kılları gibi en hassas detayları en gerçekçi şekliyle yaratır. İzleyicilerde gerçek dışılık algısını harekete geçirerek, beynin kabul ettiği detayları sorgulamasına yol açar.

1997’den 2000’e kadar Mueck, birçok sergide yer aldı, bu şekilde Hiperrealizm, güncel sanat dünyasında ön plana çıkmaya başladı.

” İşlenen konu ayrı bir mecradır; izleyiciler işlenen konu sayesinde ve ironik bir şekilde ikna edici olan imgenin sahteliği ve simülasyonu aracılığıyla gerçeklikle bağ kurabilirler. ” – Denis Peterson

Hiperrealist imgeler, genellikle birbirleriyle çelişen unsurların yan yana getirilmesi, sürpriz bir boyutun ön plana çıkarılması ya da karşılaşmadığımız sürece göz ardı edeceğimiz rahatsız edici bir gerçek gibi beklenmedik yüzleşmelerle izleyicilere meydan okumaktadır, gördükleri şeyleri yeniden değerlendirmeye zorlamaktadır.

Tıpkı günümüzün yapay zeka-insan karşılaşmalarında artık bizlerin tarafları seçmede zorlanması gibi Hiperrealizm akımında da fikrin özü izleyicilere görüşlerini sorgulatan süper-gerçeklik oluşturmak.

Hiperrealist Sanatçılar

Willem Van Veldhuizen

Sanatçı 1954 yılında Rotterdam, Hollanda’da doğmuştur. Resimlerinde ana tema “müze iç mekanları” olmuştur. Eserlerde mekanın faaliyet alanından kaynaklanabilecek kalabalığın ön plana çıkarılmasından ziyade, mekan içindeki ışık ve his yansıtılmaya ve mekanlardaki perspektifin izleyicide karşılık bulmasına dikkat çekilmiştir. İç mekan ile dış mekan arasında kurumaya çalışılan denge ışığın kullanım tekniğinden kaynaklanmaktadır. Böylece iç ve dış mekanlar, kontrast oluşturmaktan ziyade birbirleriyle kaynaşmış biçimde sunulmaktadır.

Nijmegen


Gottfried Helnwein

1948 yılında Avusturya’da dünyaya gelen sanatçı, sanata farklı yönleriyle katkı sunmaktadır. Fotoğrafçı, performans sanatçısı ve ressamdır. Sanatçı, Prof. Rudolf Hausner’in sanat sınıfında yer almış ve sanatında kullandığı teknikleri bu sanat sınıfı aracılığıyla geliştirmiştir. Sanatçı çalışmalarını genel olarak çocuklar üzerine yoğunlaştırmıştır. Sanatçıya göre dünyada yaşanan ve yaşanmış savaşlar ve ırkçılık faaliyetleri çocukların saflığına zarar vermiştir. Sanatçı bu düşüncesini özellikle Alman Nazi soykırımından sonra eserlerinde çarpıcı bir şekilde ifade etmeye çalışmıştır. İşte tuval üzerine akrilik ve yağlı boya ile yaptığı bir eser:

Gottfried Helnwein


Mike Dargas

2014 yılında “bal” temalı hiperrealist eserler üretmeye başlayan 1983 doğumlu Alman sanatçı, eserlerinde bal teması kullanmasına bazı gerekçeler gösteriyor. Balı, yapısından kaynaklanan akışkanlığı, şeffaflığı ve yansıtıcı özelliği nedeniyle tercih ettiğini vurguluyor. Sanatçı, portrelerinde ayrıca çikolata sosunun yapısal inceliklerini işlemeyi de alternatifleri arasında bulunduruyor.

Mike Dargas


Kaynakça:

  1. Soylenti dergi 
  2. Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Sanat Fikri

 

Hakan ASLAN

Doğuş Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü okumakta olan genç bir mühendis adayı olmakla birlikte dünyayı anlamlandırma çabası içinde olup araştırma hevesini yitirmeyen bir bireyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu