BilimBiyografiSağlık

Daniel Tammet Ve Yaratıcılığının Arkasındaki Unsur

”1979, ailenin en büyük dokuzuncu çocuğu olarak Doğu Londra’nın büyük bir kasabası olan Dagenham’da doğdum. Birçok insana göre o gün, günlerden Çarşamba idi. Bana göreyse Çarşambadan farklı olarak ben, mavi bir günde açmıştım gözlerimi.

Benim için sayılar ve sözcükler kağıt üzerindeki mürekkep işaretlerinden çok daha fazlasını ifade ediyordu. Sinestezik algıya sahiptim. Zihnimdeki sayılar ve sözcükler bir biçime, renge, dokuya ve benzeri özelliklere göre şekilleniyordu. Yine benim için onlar canlıydı. Bu yüzden çocukluğumdan beri sayıları, sözcükleri arkadaşım olarak tanımlardım. Bu yüzden doğduğum günün Çarşambaya denk gelmesi, zihnimdeki doğum tarihimi mavi renge bürümüş ve kitabımın ismini almıştır.”

Daniel Temmet, dünya nüfusunun %3’ünün de beraber paylaştığı gibi sinestezi hastalığına sahip. Bu nörolojik bir sorundur ve en temel tanımıyla, asıl algısal ya da duyusal bir sinir yolağının, istemsiz ve olağandışı bir şekilde ikincil bir duyusal ya da algısal sinir yolağını aktive etmesiyle tanımlanır.  Bu durumun hem avantajları hem de dezavantajları bulunuyor.

Pek çok türü bulunmakta, grafem-renk sinestezisi, ses-renk sinestezisi, rakam formu sinestezisi, kişiselleştirme sinestezisi, leksikal-tat sinestezisi, ses-dokunma sinestezisi. İsimlerden de anlaşılabileceği gibi çok farklı duyular bir arada tetiklenebilirler.

Sayıların Tammet'ın zihnindeki görünümleri. Çizimler burada siyah-beyaz fakat Tammet'ın zihninde renklere sahipler. Üç, yeşil. Dört, mavi. Beş ise sarı renkte.Sayıların Tammet’ın zihnindeki görünümleri. Çizimler burada siyah-beyaz fakat Tammet’ın zihninde renklere sahipler. Üç, yeşil. Dört, mavi. Beş ise sarı renkte.

Birçok zihinsel hastalığın aksine, sinestezi hastaları genellikle son derece yaratıcı ve algı kapasiteleri son derece yüksek bireylerdir. Örneğin birçok sinestezi hastasında hafıza diğer insanlardan çok daha güçlüdür.

sinestetlerin (sinestezi hastalarının) bazılarının aşırı hassas dokunma yetileri bulunmaktadır. Bu yeti sayesinde, diğer duyuların yetersiz kaldığı ortamlarda dokunma duyularına güvenerek başarıyla hareket edebilirler.

Bunun öyle vakalarına rastlanmıştır ki, karanlık bir odada sadece dokunma duyusuyla, beyninde bu hislerin renk olarak algılanmasından ötürü odanın tam haritasını çıkarabilen hastalar bilinmektedir. Elbette bu hastaların renk algıları, gerçek renkleri yansıtmayabilir; ancak cisimlerin yapısal ve yönelimsel farklarını diğer insanlardan çok daha yüksek beceriyle algılayabilmektedirler.

Sinestetlerde görülen en yaygın durum ise, yaratıcı zekanın yüksekliğidir. Bu kişiler, sorunlar karşısında yaratıcı çözümler üretmek konusunda normal bireylerden çok daha başarılıdırlar.

Dezavantajları konusunda yapılan araştırmalarda, bu duyuların birbirine karışmasından ötürü algısal yanılgı miktarının da ciddi derecede arttığı görülmektedir. Dolayısıyla, her ne kadar belli başlı koşullarda avantaj sağlayabilecek olsa da, daha genel bir durum aralığında olumsuz sonuçlar doğurması da çok muhtemeldir. Çünkü karışan duyularda oluşan hisler, gerçeği yansıtmak zorunda değildir. Bununla birlikte kişi, toplumdan dışlanabilir ve asosyallik çekebilir.

Sinestezi, doğru yönlendirme sayesinde toplum içerisinde avantaja çevrilebilmektedir. Şimdiye kadar var olan sinestetler arasında, bu ilginç özelliklerinden ötürü kendisini sanata ve bilime adayan çok sayıda ünlü isim mevcuttur. Ünlü sinestezi hastaları arasında ressam Wassily Kandinsky, yazar Vladimir Nabokov, besteci Duke Ellington, Franz Liszt, Nikolai Rimsky Korsakov, fizikçi Richard Feynman ve şair Arthur Rimbaud ile Charles Baudelaire bulunmaktadır

Daniel Tammet’ın bu isimler arasına girmesi tartışılabilir olsa da kendisi pi sayısının 22.514 basamağını ezbere bilmekte ve tam 11 dili rahatlıkla konuşuyor. Hatta kendisi “manti” adını verdiği Fince’de “çam ağacı” anlamına gelen yeni bir dil bile türetti. Kendisinin TED konuşmasını izlemenizi öneririm.

Hakan ASLAN

Doğuş Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü okumakta olan genç bir mühendis adayı olmakla birlikte dünyayı anlamlandırma çabası içinde olup araştırma hevesini yitirmeyen bir bireyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu