Bilim

Beyninizdeki Bir Hasar Sizi Bambaşka Birisi Yapabilir

Beyinde oluşabilecek hasarlar, bizi tümden değiştirebilir. Bu olumlu yönde de olabilir ama çoğunlukla olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Bu durum Davranışlarımızın ve kararlarımızın aslında ne kadar da hassas bir çizgi üzerinde durduğunu bizlere gösteriyor.

Iowa Üniversitesi’nden psikolog Marcie King’in Neuropsychologia dergisinde yayınladığı araştırmaya göre, beyinlerinin belli bir bölgesi daimi hasara uğrayan 97 hastanın 22’sinde olumlu kişilik değişimi olmuştu. Bunların 54’ünde olumsuz kişilik değişimi görülürken 21’inde de hiçbir değişim kaydedilmemişti. Hasta yakınları ile yapılan görüşmelerden bu sonuçlara varıldı.

King ve ekibi, hastaların beyin taramasını yaptığında karakter olarak ilerleme gösterenlerin, beyinlerinin en ön kısmının hasar görmüş olması ihtimalinin daha yüksek olduğunu gördü. Bu kısım başkalarının perspektifini dikkate alma ve karar verme bakımından önemlidir. Ancak tam olarak beynin hangi kısmının ne tür karakter değişimine neden olduğunu anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

Ayrıca bazı hastalarda kişilik değişiminin olumlu yönde olması beyin hasarının ciddiyetini azaltmıyor. Beyin hasarının tam olarak iyileşmesi az görülen bir şey. Görünüşte hasta iyi görünse de ömür boyu sürecek bazı sıkıntılarla karşılaşabilirler; örneğin yeni bilgi edinememe gibi. Beyin hasarı ayrıca kişiyi demans (bunama) gibi rahatsızlıklara daha açık hale getirebilir.

 

Bu durumun iki olumsuz örneği:

Beyninizdeki Bir Hasar Sizi Bambaşka Birisi Yapabilir
Beyninizdeki Bir Hasar Sizi Bambaşka Birisi Yapabilir

 

1848 yılında, 25 yaşındaki Phineas Gage, bir demiryolu şirketinde ustabaşı olarak çalışıyordu. Yaptığı iş gereği, kayaları patlatmak için patlayıcılar kullanılması gerekiyordu. Bu prosedür, patlayıcı toz ve onu sıkıştırmada kullanılan demir bir çubuk gerektiriyordu. Bir anlık dikkatsizlik sonucu, patlayıcı tozun aşırı sıkışmasıyla patlama meydana gelmiş ve Gage’in elindeki demir çubuk, patlamanın etkisiyle; sol yanağından içeriye girip, kafatasını kırarak beyninin ön kısmından geçip yüksek bir hızda kafasını delip geçmiştir. Günümüz modern yöntemleri, muhtemel hasar alanının, Gage’in prefrontal korteksine ait kısımlarında olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Yere düşen Gage, sersemlemiş haldedir ancak bilinci hala yerindedir. Geçen zaman içerisinde Gage’in vücudu iyileşmiş, fakat kendisinde sıradışı davranışsal değişimler görülmeye başlanmıştır. Geçmişte iyi huylu, saygın ve zeki bir iş insanı olan Gage, sorumsuz, kaba ve agresif bir adama dönüşmüştür. Kendisi umursamaz ve iyi kararlar alamayan bir birey haline gelmiştir. Kadınlara, Gage’in şirketinde uzun süre kalmamaları önerilmiş, arkadaşları onu tanımakta güçlük çekmeye başlamıştır.

 

Charles Joseph Whitman "Teksas Kulesi Keskin Nişancısı" olarak ünlenen Amerikalı bir kitle katilidir.
Beyninizdeki Bir Hasar Sizi Bambaşka Birisi Yapabilir

 

1 Ağustos 1966’da Charles Whitman, Austin’deki Teksas Üniversitesi Kulesi’nin gözlem katına çıkmak üzere asansöre bindi ve ardından aşağıdaki insanlara gelişigüzel ateş etmeye başladı. On üç kişinin öldüğü, otuz üç kişinin de yaralandığı olayda Whitman’ın kendisi de polis tarafından vurularak öldürüldü. Evine giden yetkililer, Whitman’ın bir gece önce de karısıyla annesini öldürmüş olduğunu anladılar. Bu gelişigüzel şiddet eyleminden daha şaşırtıcı olan bir şey varsa, o da Charles Whitman’ın, böyle bir eylemi gerçekleştirebileceğine dair herhangi bir ipucu vermemiş olmasıydı. Geçmişte izcilik yapmış, banka memuru olarak çalışmış ve mühendislik eğitimi almıştı. Karısıyla annesini öldürdükten kısa süre sonra daktilosunun başına oturmuş ve intihar notu olduğu anlaşılan şu satırları yazmıştı:

‘’Kendimi şu günlerde tam olarak anlayamıyorum. Aklı başında ve zeki bir genç olarak tanınmaktayım. Ama son zamanlarda (ne zaman başladığını hatırlayamıyorum) birçok sıra dışı ve mantıksız düşüncenin kurbanı olmuş durumdayım… Ölümümden sonra görünür herhangi bir fiziksel bozukluk olup olmadığını belirlemek amacıyla bana bir otopsi yapılmasını diliyorum.’’

Whitman’ın isteği yerine getirildi ve otopsiyi yapan patolog, Whitman’da küçük bir beyin tümörü olduğunu açıkladı. Küçük bir madeni para büyüklüğündeki tümör, korku ve saldırganlıkla ilgili bir yapı olan ‘’amigdala’’ya baskı yapmaktaydı. Amigdala’nın maruz kaldığı bu küçük basınç bile, Whitman’ın beyninde bir dizi tepkiye yol açmaya ve sonuç olarak, Whitman’ın normal koşullarda sıra dışı sayılacak birçok davranışı sergilemesine yetmişti. Değişime uğrayan beyin maddesi, Whitman’ın kişiliğini de değiştirmişti.

Kaynak ve İleri Okuma

Daha Fazla Bilim İçerikleri İçin Bilim Kategorisini Ziyaret Edebilirsiniz.

 

Hakan ASLAN

Doğuş Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü okumakta olan genç bir mühendis adayı olmakla birlikte dünyayı anlamlandırma çabası içinde olup araştırma hevesini yitirmeyen bir bireyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu