Müzik

Balthazar İstanbul’da | 16 Eylül 2022

Daha önceden İstanbul’da çok defa konser veren Balthazar’ı, 16 Eylül’de, Park Orman’da yeniden dinleyeceğiz.

Balthazar Nasıldır?

Belçikalı indie rock müzik grubu. Son albümleri olan Sand’i geçen sene bizlerle paylaştılar. Yayımladıkları ilk üç albümün ardından grup bir süre sessizleşmiş olsa da, 2019 yılında gelen Fever albümüyle birlikte kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Ve bu ufak arayı da grubun solistlerinden Jinte Deprez şu şekilde açıklamıştı;

Solo projeler bizler için gerçekten canlandırıcıydı. Ama aynı zamanda her şeyi tek başına yapmak o kadar da kolay değil. Bir grup insanla bir araya geldiğinizde, solo projede asla yaratamayacağınız belli bir enerji oluyor.

Ve grup üyelerinden biri olan Maarten Devoldere’yi de aynı zamanda Warhaus grubundan tanıyoruz. Yeni şarkılar çıkmaya devam ederken de, siz de isterseniz buradan bakınabilirsiniz.

Love’s a Stranger, Leave With Me, Fall in Love With Me gibi popüler eserlerin yanı sıra, henüz taze olan Open Window şarkısını müzik videosuyla birlikte dinleyebilirsiniz hatta.

Balthazar İstanbul'da

Balthazar’ın Sesi 

Konserde telefonunu çıkarmak yerine, şarkılara eşlik etmek isteyenler için şöyle sıralayalım;

  • Fever
  • Losers
  • Bunker
  • On A Roll
  • I’m Never Gonna Let You Down Again
  • Decency

Daha fazlasını için de Spotify hesaplarına yönlendiriyorum sizleri. Youtube üzerinden de canlı performanslarını inceleyebilirsiniz.

Balthazar İstanbul'da

Balthazar Röportajlarından Kesitler

  • İstanbul’a ilk kez Rats turnesiyle geldiniz. Fever turnesi için de İstanbul’daydınız. Grup olarak üçüncü kez burada konser vereceksiniz. Bu süreçte Balthazar’ın gelişimini nasıl yorumluyorsunuz?

Jinte Deprez: İstanbul’a ilk kez 2013’te geldik. Sonrasında solo projelerimiz için gelmeye devam ettik. İlk konserimiz küçük bir şovdu ama solo projelerimizin ardından grup olarak döndüğümüzde Zorlu PSM’deki tüm biletler satılmıştı. Solo projelerimiz Balthazar’ı büyüttü diyebiliriz. Türkiye’de çok seviliyoruz, neden bilmiyoruz ama bu durumdan gayet memnunuz. Geçmişte buraya gelmek egzotik bir deneyimdi. “Sadece 100 kişiye çalacağız.” diye düşünüp geçiyorduk ama solo projelerimiz harika geçti. Balthazar ile son geldiğimizde yaşananlara ve ilgiye anlam veremiyorduk.

Maarten Devoldere: İstanbul’a ilk gelişimi hatırlıyorum. Heyecandan uyuyamamıştım. “Bu şehir harika, gezip keşfetmeliyim.” diye düşünüyordum. Artık istediğimiz gibi gezip vakit geçirecek rahatlığa sahip değiliz ama Balthazar büyüdü. Bir ülkeye geldiğimizde daha büyük yerlerde ve daha büyük organizasyonlarda yer alıyor, röportajlar veriyoruz. Bir yandan küçük konserler vermek güzel bir deneyimdi, bir yandan da bu kadar büyümüş olmamız sevindirici.

 

  • Müzik söz konusu olduğunda sizi birbirinize en çok ne bağlıyor?

Maarten Devoldere: Birbirimize olan saygımız diyebilirim… Eğer Jinte ile 17 yaşımdayken tanışmamış olsaydım hayatım tamamen bambaşka bir yönde ilerlemiş olabilirdi. John Lennon ile Paul McCartney gibi biraz. Onlar da birbirlerinden çok şey öğrenerek daha iyi birer müzisyene dönüşmüşlerdi. Şimdi kendimizi The Beatles ile kıyaslıyormuşum gibi olmasın ama…

Jinte Deprez: Ben kıyaslıyorum!

Maarten Devoldere: Solo projelerimiz başka bir şeyler yapmak istediğimizde bize bir alan tanıyor ama bu kadar yetenekli insanların dahil olduğu bir grubu bırakmak gerçekten aptallık olurdu. Birlikte çalışmayı çok seviyoruz ayrıca.

 

  • Müziğinizi şekillendiren pek çok temel özellik hâlâ yerli yerinde ama her albümle birlikte farklı sesler çıkıyor karşımıza. Peki sizin açınızdan neler değişti, neler kaldı bu 10 küsur yıl içerisinde?

Jinte Deprez: Aslında daha dün stüdyodayken bilgisayarı açtım ve fark ettim ki ilk günden bu yana hep aynı programı kullanıyoruz. Neler değişti bilmiyorum ama değişmeyen tek bir şey varsa o da bu program!

Maarten Devoldere: Başladığımız yıllarda daha ergendik; konserlerimize babalarımız götürürdü bizi arabayla. Nasıl geçti bilmiyorum aslında onca yıl… Sahnedeyken bazen bir bakıyorum, birlikte 17 yılımız geçmiş. Herkes bana hâlâ aynı gibi geliyor oysa. Arada saçımız, sakalımız falan değişiyor tabii.

Zaman içerisinde müzik DNA’nız da bir şekilde gelişiyor, daha zenginleşiyor. Her albümle birlikte yeni bir şeyler öğreniyorsunuz çünkü. Konserlerinize de farklı renkler ekleme konusunda daha istekli oluyorsunuz. Bir grup olarak birlikte yaşlanmak, olgunlaşmak çok güzel bir his aslında.

Jinte Deprez: Balthazar ile ilgili en sevdiğimiz şeylerden biri de her şeyi adım adım yaşamış olmamız. Bir anda büyük bir hit çıkarıp da meşhur olmuş bir grup değiliz biz. O hit’i sürekli konserlerde çalıp durmak zorunda da değiliz bu sayede neyse ki… Bu da bizi yani Balthazar’ı büyük bir proje haline getiriyor. Yani ticari bir girişim değiliz biz. Hâlâ müzik aşkıyla ilerliyoruz. Grup olarak yaşadığımız tüm değişimler de ticari zorunluluklardan değil büyümenin getirdiği doğal süreçlerden kaynaklı.

Daha fazlası için; röportaj bir ve iki.

InFreza

InFreza projesinde sizlerle birlikte Teknoloji başlığı altındaki makalelerle HEP BERABER kendimizi geliştirebileceğimiz bir platform yaratıyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu