İnsan en çok kimi, neyi çözemiyor? Neyin tam olarak çözülemediğini düşünüp yanıtlamaya çalışıyoruz? Neyi Çözemiyoruz NEYİ?
İnsan en çok kendini çözemiyor sanırım. Nasıl bir varlığız, sınırımız var mı ki varsa sınırımız neresi? En son ne yapabiliriz, nelerle uğraşmalıyız? Gerçekten de günümüzde uğraştığımız birçok şeyin ne kadar önemsiz ve gereksiz olduğunun hepimiz farkındayız. Fakat bizler ne ile uğraşıp çözüm için ne tür yollar izleyeceğimizden bihaberiz. Problem tam olarak bizlerin kendimizi nasıl kontrol edeceğimiz konusundaki cahilliğimizle başlıyor. Duygularımızı, öfkemizi, sinirimizi, heyecanımızı nerede kontrol edeceğimizi bilemiyoruz. Nerede hangi konuya yoğunluk verip, nerede doğru olduğumuzu anlayamıyoruz. Bizler bilinçli varlıklarız ama sahip olduğumuz şeyleri kontrol edemiyoruz. Bazı şeyleri oluşturuyoruz fakat nerede pes etmemiz ya da etmememiz gerektiğini bulamıyoruz. İnsanların en çok ders çıkarması ve tutunması gereken şey tecrübeleriyken, her tecrübeye sadece kötü yanıyla bakıyoruz. Ne kadar hata yaparsak, gerçeği bulmaya da o kadar yaklaşırız. Gerçek ile mücadele ederken zekanızı ve analiz yeteneğinizi kullanmayı asla ihmal etmeyin.
Umudunu Kaybetme
Umudunu Kaybetme filmindeki Mülakat sahnesinde, Chris bir mülakata yaşadığı aksilikler sebebiyle gömleksiz olarak gidiyor. Peki Chris’in bu olay sonrası işe alınma olasılığı nedir? Dürüst olalım, isterse çok başarılı birisi gelse bile bizler hazır kabul ettiğimiz iş alımındaki gömlek ezberimizden dolayı kabul etmeyeceğizdir. İşte Chris’in Mülakat sahnesindeki harika diyaloğu;
-Chris, bir adam görüşmeye gömleksiz gelseydi ve onu işe alsaydım sen ne derdin ?
-Herhalde pantolonu çok iyiydi derdim.
Olayları anlık olarak nasıl karşılayıp yaklaştığınız hem normal hayatta, hem de iş hayatınızda size her zaman avantaj sağlayacaktır.
Ek bir örnek olarak bu konuda V For Vendetta filmini örnek verelim mesela, düşüncelerin kurşun geçirmediği bir yeri. Düşünceleriniz, projeniz, aklınızdaki fikir, içinizdeki duygunun ya da herhangi bir şeyin doğru olduğuna eğer gerçekten eminseniz başaramayacağınız hiçbir şey yoktur.
Stan Lee’nin patronunun Spidermanı hikayesi ve kurgusu ile ilgili ilk gördüğündeki yorumu: “Stan bu duyduğum en kötü fikir.” Sizin de anladığınız üzere insanlar vazgeçmedikleri için bir yerlere gelebiliyorlar genelde. Bu kimisi için 1 denemede kimisi için ise 1000 denemede gerçekleşiyor.
Bir Döngüde Mi Yaşıyoruz?
Hayatımızda yönetim ile ilgili, düşüncelerle ilgili bir sürü yanlış şey bizi bir döngüye sokmaya çalışıyor. Belirli bir döngü içerisinde yaşamaya mahkum ediliyoruz aslında fakat biz bunun farkında mıyız? Herkes aynı şekilde doğsa, büyüse ve ölse sizce sorunlar biter mi? Bizce bitmez, birilerinin farklı olup farkındalık yaratması gerekiyor. Birilerinin bir şeylerin FARKINA VARMASI gerekiyor. Öğretmen dizisinde de anlatılmak istendiği gibi eğer bir kişi farkına vardığında herkes gibi olmayıp doğruyu anlatıp herkese ulaştırırsa işte o zaman problemler tek tek çözülebilir. Her insanın düşüncesi değişebilir fakat buradaki en önemli konu sizin o kişinin düşünce tarzını değiştirmek için nasıl yaklaştığınızdır.
[reklam][/reklam]Bir insanı yeterli derecede incelerseniz herkesin bir zayıf noktası, konuşmak istediği / istemediği bir problemini göreceksinizdir. Hayatınızdaki en katı kişinin bile çok zayıf ve duygusal bir noktasını bulabilirsiniz.
Buradaki bütün olaylar sadece sizin nasıl gözlemlediğiniz ve bu gözlemlerinizi nasıl yorumladığınız ile ilgilidir. Her doğru gözlem bazen doğru cevapları barındırmaz çünkü bizlerin yorumlama şekilleri yanlıştır.
Bir kişi bir şeyi öğrendiği zaman herkesle paylaşmalı. Bir şeyleri birbirimizle paylaşarak, anlaşarak geliştirmeliyiz. Bir otun bir ormanı yaktığı gibi küçük bir grubun herkesi uyandırması gerekiyor. Sizce de uyanma zamanımız gelmedi mi? Bir bilge olsaydı böyle olmazdı sanırım.
“Alev, başka şeyleri aydınlattığı kadar aydınlatmaz kendini. Bilge de böyledir.” – Friedrich Nietzsche
Konuyla alakalı “Boyuttan Ve Zamandan Yoksun Olan İnsan” yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.
